Sosyoloji ile iktisat arasındaki ilişki, oldukça karışık ve sıkıntılı bir tarihçeye sahiptir. Bu ilişkinin rekabetten tamamlayıcılığa dönüşmesi oldukça uzun bir zaman almıştır. Bu anlamda iktisat sosyolojisi, diğer alanlarla karşılaştırıldığında oldukça yeni bir disiplindir. Literatür, bu gecikmeyi telafi etmek istercesine hızla artan nitelikli çalışmalar tarafından her geçen gün daha da zenginleşirken, nedense Türkiye’de aynı ilgiyi bir türlü görmemiştir. Oysa söz konusu nitelikli çalışmalar incelendiğinde, alanın sadece sosyoloji ve iktisadın bir kesişimi olarak kalmayıp; din, tarih, psikoloji, antropoloji, felsefe, vb. gibi birçok disiplini de içerdiği görülecektir. Bu noktada, iktisat sosyolojisinin fazlasıyla multidisipliner ve dinamik bir alan olduğunu söylemek yanlış olmaz.