Türkiye’de son 15-20 yıldır AB’ye uyum çabalarının da etkisiyle kalkınma planlaması ve politikalarında adem-i merkeziyetçiliği esas alan ve özel sektörü önceleyen yerel-bölgesel planlama anlayışı öne çıkarılmaya başlanmış; stratejik, çok merkezli ve parçacı planlama, Türkiye’nin kalkınma planlamasını niteleyen temel özellikler haline gelmiştir. Merkezi devletin çeşitli kurumlarının itici güç olduğu ulusal kalkınma modelinin yerini, sivil toplum örgütleri, yerel ve uluslararası sermayeyle işbirliği içinde çalışan bölgesel kalkınma ajansları sistemi almış; ilgili kanun doğrultusunda ülkenin birçok yerinde neoliberal kalkınma anlayışının temel yüklenicileri olan yeni kalkınma ajansları faaliyete geçmiştir. AB’nin bölgesel gelişme politikalarına uyumun yansıması olarak 2011 yılının Haziran ayında DPT de kapatılarak (içinden) yeni bir bakanlık olan, Kalkınma Bakanlığı kurulmuştur. Böylelikle DPT’nin siyasallaştırılmasına yönelik 1960’lardan beri süregelen çabalar, kurumun yeni bir bakanlığa dönüştürülmesiyle meyvesini vermiştir. Yeni bakanlığın, 2014-2018 dönemini içerecek Onuncu Kalkınma Planı hazırlık aşamasında sunduğu öncüllerde bile, Türkiye’nin kalkınma politikasında son 20 yıldır yaşanan neoliberal dönüşümün izleri görülmekte ve bu dönüşümün daha da derinleşeceğine dair işaretler öne çıkmaktadır. Üçüncü baskısıyla beraber Türkiye’de son dönemde kalkınma planlaması ve politikasında yaşanan gelişmeleri kitaba yansıtma şansı yakalamanın yanı sıra, Türkiye’de planlama deneyiminin tarihsel gelişimini biraz daha ayrıntılı olarak ortaya koyabilecek bilgileri paylaşmamız da mümkün olabilmiştir. Bununla birlikte üçüncü baskıda, kitapta yer alan bazı ekler ve kutu yazılar ana metinden çıkarılarak, 10. Kalkınma Planı Başbakanlık Genelgesi ve 2011 tarihli 641 Sayılı Kalkınma Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ekler bölümüne alınmıştır. Ayrıca “Türkiye’de İktisadi Planlamanın Evrimi”’nin anlatıldığı 6. Bölümde bazı yeni kutu yazılara da yer verilmiştir. Bu vesileyle üçüncü baskının yapılması hususunda beni cesaretlendiren yayıncım Elif Derbeder’e ve Der Yayınevi’nin diğer tüm çalışanlarına teşekkürlerimi sunar, kitabın öğrencilerime ve konuyla ilgilenen tüm araştırmacılara yararlı olmasını temenni ederim.