Arka Kapak: Iletisimin oneminin fark edilmesinin tarihi cok eskilere gitse de bilimsel bir olgu olarak ele alinmasi 20. yuzyilin baslarina rastlar. Kitle iletisim araclarinin kitlesel nitelik kazanmaya basladigi 19. yuzyilin ortalarindan itibaren sosyal bilimlerin cesitli alanlari icerisinde konuya yonelik ilgi goze carpar. Ancak iletisim kavraminin kuramsal ve yontembilimsel bir bakisla ele alinmasi icin 1. Dunya Savasi sonrasini beklemek gerekmistir. Gunumuzde yeni medya veya sosyal medya olarak adlandirilan alanlarin toplumlarin geleceginin bicimlenmesinde onemli olcude etkili oldugunu goruyoruz. 19. yuzyilin ortalarindan itibaren iletisim bilimine dogru ilk adimlarin da atildigi gorulmektedir. O ilk adimlarin atilmasindan bu yana iletisim biliminin nasil bir gelisme gosterdigi, hangi yontembilimsel ve kuramsal surecler izlenerek gunumuze geldigi, bu kitabin konusunu olusturuyor. Iletisim kuramlari alaninda bir temel basvuru kaynagi biciminde hazirlanan bu kitap, ayni zamanda iletisim alaninin makro bir degerlendirmesi olarak da kabul edilebilir. Iletisimin bilimsel bir disiplin haline gelmesi surecinde kapiyi aralayanlar; iletisimin anlam, islev ve turleri; kitle iletisim araclari merkeze konularak etki olcumu uzerine yapilan arastirmalar, gelistirilen kuram ve yaklasimlar; izleyicinin merkeze kondugu aktif izleyici yaklasimlari; kitle iletisim araclarinin icerisinde islevsellestigi guc iliskileri; iletisimin ekonomi politigi; ürünü merkeze koyan dil bilimsel, yapisalci ve postyapisalci yaklasimlar; kitle iletisim araclari ve kultur ozellikle de populer kultur iliskisi; kitle iletisim araclarinin icinde yer aldiklari genel sistemle bagintilari; medya okuryazarligi; yeni medya calismalari ve sosyal medya kitabin temel inceleme alanlarini olusturuyor.