Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) çok taraflı ticaret müzakereleri platformunda Doha Kalkınma Gündemi kapsamında yaşanan tıkanma; ülkeleri, ticari çıkarlarını, mal ticaretinin yanı sıra hizmetler, yatırımlar, fikri mülkiyet hakları ve kamu alımları gibi alanlarda karşılıklı pazar açılımı öngören derin ve kapsamlı yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları (STA) akdetmek yoluyla gözetmeye yöneltmektedir. Uluslararası ticarette yaşanan gelişmelere paralel olarak kamu alımları alanındaki mevcut eğilimler de, ülkelerin, kamu alımları politikalarını DTÖ Kamu Alımları Anlaşması (KAA) ve/veya yeni nesil STA’lar aracılığıyla taahhüt altına alarak kamu alımları alanında mütekabiliyet esasına dayalı bir pazar erişimi sağlamaları yönündedir. DTÖ KAA’ya taraf olmayan ve gerek AB ile gerekse diğer STA ortaklarıyla hâlihazırda yürürlüğe girmiş, kamu alımları alanında karşılıklı pazar açılımı öngören bir anlaşması bulunmayan Türkiye için, ilerleyen zamanda kamu alımları alanında karşılıklı pazar açılımı öngören hükümleri değerlendirmek üzere çeşitli ülkelerle ya da DTÖ KAA platformunda müzakere masasına oturması kuvvetle muhtemel görünmektedir. Bu çalışmanın amacı, yeni nesil STA’lar başta olmak üzere, uluslararası ticarette kamu alımları alanındaki mevcut eğilimlerin ülkemiz kamu alımları politikası üzerindeki etkilerini değerlendirmektir. Bu çerçevede, uluslararası ticaret düzeninde yeni nesil STA’lar akdetme eğilimleri, DTÖ KAA ve AB’nin STA’ları bağlamında uluslararası ticarette kamu alımları ve Türkiye’nin kamu alımları politikası, ülkemiz kamu alımları mevzuatının kapsamı, DTÖ KAA kapsamında ülkemiz pozisyonu, STA’larımız ve AB ile ilişkilerimiz bağlamında incelenmiştir. Anılan konu başlıklarına ilişkin değerlendirmeler çerçevesinde varılan bulgular neticesinde, Türkiye kamu alımları mevzuatının daha liberal düzenlemelere yer verilecek şekilde revize edilmesi hususu, başta yeni nesil STA’lar olmak üzere, AB ile katılım müzakereleri, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve DTÖ KAA’ya muhtemel taraf olma süreçlerinin hepsinin ortak bir gereği olarak öne çıkmaktadır.

The deadlock experienced within the context of the Doha Development Agenda at the World Trade Organization (WTO) multilateral trade negotiations platform has been directing countries to pursue their commercial interests through conducting deep and comprehensive free trade agreements (FTA) which foresee mutual market access for the areas covering trade in goods, services, investments, intellectual property rights and public procurement. In line with international commercial developments, countries’ current tendency in the area of public procurement is also in the direction of granting mutual access to foreign government procurement markets by making commitments for their public procurement policies through WTO Government Procurement Agreement (GPA) and/or new generation FTAs. For Turkey, who is not a party to WTO GPA and doesn’t have an agreement that is currently in force and foresees mutual market opening in government procurement neither with the European Union nor with the other FTA partners, sitting down at the negotiating table later on in order to evaluate the provisions that provide mutual market opening within the area of government procurement appears to be very likely. The objective of this study is to analyze the impacts of current tendencies in the area of government procurement within the context of international trade on our country’s government procurement policies. In this framework, the trend of conducting new generation FTAs in the international trade order, government procurement in international trade specific to WTO GPA and EU’s FTAs and Turkey’s government procurement policy are examined as part of the content of our government procurement law, our country’s position at the WTO GPA, our FTAs and our relations with the EU. As a result of the findings reached within the framework of assessments concerning the aforementioned subject matters, revision of Turkey’s government procurement legislation in such a way that it includes more liberal regulations becomes prominent as a common requirement of accession negotiations with the EU, revision of the Customs Union process, the potential membership to the WTO GPA and conducting new generation FTAs in particular.