Skip to:Content
|
Bottom
Avrupa Birliği'nin rekabet  politikası ve Türkiye'nin uyumu için kapak resmi
Başlık:
Avrupa Birliği'nin rekabet politikası ve Türkiye'nin uyumu
Yazar:
Cansevdi, Hürrem, editör.
ISBN:
MOE0000103
Fiziksel Tanımlama:
114 sayfa ; 21 cm.
İçerik:
GENEL ÖZET -- Rekabet hukukuna ilişkin bu çalışma, İKV’nin Türkiye’nin AB’ye giriş sürecinde gerçekleştireceği mevzuat değişiklikleri konusundaki kitapçık serisinin on ikincisidir. Tek Pazar kavramının bir parçası olması sebebiyle son on yılda Tek Pazarda yaşanan bütünleşme süreci ile birlikte rekabet politikasının da önemi artmıştır. Üye ülkelerin düşüşte olan sanayilerine yardımı veya büyük ölçekli şirketler arasında yaşanan birleşmeler veya satın almalarda her zaman Komisyon’un izni, en azından bilgilendirilmesi gerekmektedir. -- Piyasalarda adil bir rekabet ortamının tesisi, ekonomide etkinliğin gerçekleşmesini sağlamakta ve buna bağlı olarak da sosyal ve siyasal faydalar ortaya çıkmaktadır. Bu uğurda firmaların piyasaların belli bir bölümünü tek başlarına kontrol edecek büyüklüğe ulaşmasının engellenmesi hedefi, AB Tek Pazarının getirilerinde daha iyi yararlanmak için birleşmek ya da yeni teknolojilerin gelişebilmesi için büyümek hedefleri ile çatışabilmektedir. -- Bu kitapçık da dizimizin diğer çalışmaları gibi iki temel bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm AB’nin rekabet konularındaki müktesebatının genel değerlendirmesini içermektedir. -- AB rekabet mevzuatını ele alan ilk bölüm müktesebatın genel yapısının ortaya koyulması ile başlamaktadır. Rekabet politikasının neden gerekli olduğunu, temel amaçlarını ve kurumlarını açıklamaktadır. Bölümde daha sonra iki temel alt başlık; kısıtlayıcı anlaşmalar/uyumlaştırılmış eylemler (bölüm 2) ve hakim durumun kötüye kullanılması (bölüm 3) ile birlikte antitröst kuralları incelenmektedir. Dördüncü bölüm ise bireysel olarak kurumların gücünü, işbirliği şekillerini ve tek tek maddelerin farklı üye ülkeler tarafından uygulanışını ele almaktadır. Beşinci bölüm gittikçe daha fazla önem kazanan şirket birleşmelerinin kontrolüne ilişkin müktesebatı ve yöneticilere en iyi kullanım tavsiyelerini de içeren uygulama yöntemlerini irdelemektedir. Bu bölüm ayrıca önemli bir alan olan tadil edici önlemler alanına da açıklık getirmektedir. Altıncı bölüm ise Türkiye için özellikle önemli olan devlet yardımları ve üye ülkelerin bu alandaki sorumluluklarına ışık tutmaktadır. Ayrıca karar-alma mekanizmalarını da ortaya koymaktadır. Türkiye için bir diğer önemli alan da rekabet müktesebatının kamu teşebbüslerine uygulanması ve liberalleşme ve özelleştirmeye ilgili uygulamalardır. -- Türkiye’nin mukabil mevzuatı da paralel bir yapı içinde ikinci bölümde ele alınmaktadır. Rekabet mevzuatımızın AB ile uyumlu hale getirilmesi ilişkilerimizin başlamasından bu yana gündemde olan bir konudur. Ankara Anlaşması'nın 16. maddesine göre akit taraflar, Topluluğu Kuran Antlaşma'nın üçüncü bölümünün birinci kısmında yer alan rekabet, vergileme ve mevzuatın yakınlaştırılması ile ilgili hükümlerde anılan ilkelerin, ortaklık ilişkilerinde uygulanması gerektiğini kabul etmişlerdir. Benzer şekilde Katma Protokol'ün 43. maddesinde, Ortaklık Konseyi'nin, adı geçen Protokol'ün yürürlüğe girişinden sonra altı yıllık bir süre içinde, Topluluğu kuran Antlaşma'nın rekabet ve devlet yardımlarına ilişkin maddelerinde belirtilen ilkelerin uygulama şartlarını ve usullerini tespit etmesi öngörülmüştür." -- 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliği’ni oluşturan 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı'yla (OKK) da Türkiye, Gümrük Birliği’yle amaçlanan ekonomik bütünleşmeyi gerçekleştirmek amacıyla rekabet kurallarıyla ilgili mevzuatını Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlu hale getirmeyi taahhüt etmiştir. -- Bu kapsamda, 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı'nın 39. maddesine uygun olarak, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamalar ile piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamayı amaçlayan 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 7 Aralık 1994 tarihinde kabul edilmiş, 13 Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. -- Bu bölümün bulgularına göre, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve bu Kanuna dayanılarak yayımlanan ikincil mevzuat AB düzenlemelerine büyük ölçüde uyum sağlamaktadır. Ancak, Devlet yardımlarının denetlenmesi konusu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamına girmemektedir. Bu husus 1998, 1999, 2000 ve 2001 yılı İlerleme Raporları ile Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yer almış ve eleştiri konusu olmuştur. 2001 yılı İlerleme Raporu'nda Türkiye'de AB'deki ilkelere ve kriterlere uygun bir devlet yardımlarını kontrol mekanizmasının mevcut olmadığı belirtilmekte ve Türkiye'nin bağımsız bir devlet yardımlarını kontrol otoritesi oluşturması gerektiğine dikkat çekilmektedir (ki bu konuda ikinci bir bağımsız otorite yaratılmasına gerek olup olmadığı da tartışmalıdır). -- Kamu teşebbüsleri ve devlet tekelleri konusu ise yeni gelişmekte olan Türk Rekabet Hukuku açısından aciliyet ve önem arz etmektedir. Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 30’unun devletin kontrol ettiği teşebbüslerin faaliyetlerinden kaynaklandığı, GSMH’nın yaklaşık yüzde 15’inin devlet alımları ve satımlarından oluştuğu düşünüldüğünde, devletin piyasanın en önemli aktörlerinden birini oluşturduğu ve kamu teşebbüslerinin faaliyetlerinin rekabet kurallarına tâbi tutularak denetlenmesinin, piyasada etkin rekabetin tesisi ve korunması sürecinde en önemli ihtiyaç olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. -- Bu konuda kısa ve orta vadede yapılması gereken, Rekabet Kanunu’na aykırı KİT mevzuatının ve ilgili diğer mevzuatın taranarak ayıklanmasıdır. Ticarî nitelikli devlet tekelleri ve inhisarî haklara sahip teşebbüslerin bir envanterinin çıkarılması, bu alanda atılması gereken en önemli adımdır. Piyasada faaliyet gösteren kamu teşebbüslerine karşı alınacak uzun vadeli tedbirin ise özelleştirmeler yoluyla, piyasadaki kamu teşebbüslerinin büyük çoğunluğunun varlığına son vermek olduğu çalışmanın bir başka bulgusudur. -- Kitapçığımızın tüm bu konulardaki tartışmalara katkıda bulunacağını umuyoruz.
Özet:
Ticari nitelikli devlet tekelleri ve inhisari haklara sahip teşebbüslerin bir envanterini Rn çıkarılması, bu alanda atılması gereken en önemli adımlar arasında yer almaktadır. Rekabetin güçlendirilmesi açısından özelleştirme sürecine hız verilmesi gerekmektedir.
Holds:
Copies:

Mevcut:*

Library
Materyal Türü
Demirbaş
Yer Numarası
Durumu / Lokasyon / İade Tarihi
Arıyor...
Kitap EKOBKN0004693 337.40561 AVR 2002
Arıyor...

On Order

Go to:Top of Page